25 Mart 2010 Perşembe

Zararlı Yabancı Otları Hatırlayalım


       Son yıllarda zirai mücadele konularına daha çevreci bir gözle bakılmaya başlanıldı. Çevre kirliliğinin hızla arttığı dünyamızda, değişen iklim şartları, insanlık geleceğini tehdit etmektedir. Fabrika bacalarından çıkan zararlı gazlar, kimyasal atıklar, bilinçsiz kullanılan zirai ilaçlar, arabaların egzoz gazları, plastik kullanımının artması, hazır gıdalarda kullanılan kimyasalların çoğalması, insan sağlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu saydıklarımız günümüzün acı gerçekleridir. Bütün suç insanlığın kendi suçudur. İnsanlarda var olan günlük çıkarcılık, nemelazımcılık, benim yapmamla hiç bir şey olmaz mantığı bizleri bu günlere getirmiştir.
       Acı gerçeklerin yanında hızla artan insan nüfusunun beslenmesi de; tarımda birim alandan daha çok ürün alma zorunluluğunu getirmektedir. Sınırlı olan tarım toprakları hiç artmadığı halde, bu topraklardan beslenmesi gereken canlılar çoğalmaktadır. Yani bu şu demektir: Birim alandan daha çok ürün almak için bilinçli tarım yapmak gerekmektedir.
Tarım adına her şeyi doğru ve yerinde, usulüne göre yapmak gerekir ki kolayca beslenelim. Havaların ısındığı şu günlerde bütün bitkiler uyandı. Her taraf hızla yeşillenmektedir. Toprak canlılığını iyice belli etmektedir. Bizim ekmiş olduğumuz yararlı, kültür bitkileriyle beraber; onlara zarar vermekte olan istenmeyen yabancı otlar da büyüyerek ürünlerimizin gücünü almaktadır. Onların verimlerini düşürmektedir. Birim alandan daha az ürün almamıza neden olmaktadır.
Dünyada buğday, mısır, çeltik, pamuk, soya gibi bazı önemli kültür bitkilerinde hastalık, zararlı ve yabancı otlardan dolayı meydana gelen ürün kaybı miktarı % 67.15 olup, bunun % 13.78 hastalıklardan, %21.75’i zararlılardan, % 31.62’si istenmeyen yabancı otlardan meydana geldiği bir araştırmanın sonucudur. Bizim bugünkü konumuz olan yabancı otlardan meydana gelen zarar neredeyse üç te birdir. Demek ki yabancı otları yok etmezsek elde edeceğimiz ürünün üçte birini kaybedeceğiz demektir. Mutlaka yabancı otların bir şekilde yok edilmesi gerekmektedir.
Bölgemizde en çok ekilmekte olan kültür bitkileri; arpa, buğday, pancar, ayçiçeği, nohut, yonca, fiğ gibi bitkilerdir. Bu bitkilerin tamamına yakınının yabancı otlardan etkileneceği mutlaktır. Otların hızla geliştiği şu günlerde mücadelesi yapılmalıdır.
Tohum yatağının iyi hazırlanması, temiz tohum kullanılması, çapalama gibi tedbirler yabancı otların azalmasını sağlar. Bunun yanında;
Arpa, buğday tarlalarında yabancı otların ilaçlı mücadelelerinin yapılacağı zaman gelmiştir. Bu günlerde usulüne uygu biçimde mutlaka ilaçlı mücadeleye başlanılmalıdır.
Ayçiçeği ekilecek tarlalarda, ekimden önce, mahsul çıkış sonrası ilaçlama yapılarak yabancı ot mücadelesi yapılabilir.
Nohut, mercimek, pancar sahalarında da çıkış öncesi, çıkış sonrası ilaçlamalar yaparak daha fazla ürün alma imkânımız vardır.
Burada dikkat edilmesi gereken nedir?
İlaçlamayı zamanında, doğru ilaçla, tavsiye edilen dozda ilaç kullanarak, tavsiyelere uyarak yapmak çok önemlidir. Zirai mücadeleyi yaparken; mutlaka bir çevreci mantıkla olaya yaklaşılmalıdır.
Hiç unutulmamalıdır ki bu dünya bizimdir. Hani bir laf vardır. “Yılan bile toprağı yalayarak kullanırmış” Biz de dünyamızı bu düşünceyle korumalıyız. Hoşça kalın.
.

0 yorum: