Doğada var olan her rengin kendine göre bir güzelliği vardır. Biz insanlar farklı algılarız renkleri. Dünyada var olan cisimleri izah etmek için kullanırız. Cisimler arasındaki farklılığın bir biçimidir. Aynı zamanda değişik bir güzellik verir cisimlere. Biz cisimleri renklerin kendilerine vermiş oldukları görünüme göre izah ederiz.insanların hizmetine sunulan her türlü cismin; mutlaka bir rengi vardır. Yaratan onları, onlara yakıştırmıştır.
İnsan olan herkesin sevdiği bir renk vardır. İnsanlar sevdikleri renklerdeki giysileri öncelikli tercih ederler. Evlerinin rengi, arabasının rengi, kullandıkları eşyalarının rengi bir tercih nedenidir. Renk; seçimi yapan insana mutluluk verir. Kendi hizmetine sunulmuş olan dünyadan daha çok zevk almasını sağlar. Dünyaya karşı bakış açısı değişir.
Ben mavi rengi severim. Mavi renk bana bir enginlik verir. İnsan kendisini özgür hisseder. Sonsuz olan gökyüzünün mavisi daima vardır. Çok derin, uçsuz bucaksızdır. Mavi renkli olan denizin rengide insanı dinlendirir. İnsana sonsuzluğun sahibini hatırlatır. Sonsuzluğun mutlaka var olduğunu engin mavilikten de anlarız. Mavi denize baktığımız zaman; ucu bucağı yok gibidir. Çok asil bir duruşu vardır.
Olumlu ve olumsuzu anlatmak için daima siyah ve beyaz renkleri kullanırız. Siyah renk olmasaydı o beyaz rengin sadeliği, günahsızlığı, saflığı, lekesizliğini kim anlardı. Siyah renk, beyaz rengin varlığını kanıtlamak için kendisini kararmaya mahkûm etmiştir. Zaten biz dünyada varlıkları zıtlarıyla anlamaz mıyız?
Konuya renklerden girmemin sebebi yeşil rengi anlatmaktı. Yeşil rengin Cennetten geldiğini söylerler. Cenneti anlatırken hep yeşilin tonlarından bahsederler. Yeşilin açık tonlusu bir güzeldir. Koyu tonlusu başka güzeldir. Sarıya çalanı ise daha bir başka güzeldir. Yeşil rengin en büyük özelliği kapkara olan yeryüzüne bir güzellik vermesidir. Bahar ayları geldiğinde yeryüzü yemyeşil elbiselere bürünür. Hâkim renk yeşil renktir. Ormanı seven, ağacı seven insanlara daha cömerttir yeşil renk. Yeşil rengin en güzel tonlarını; insanlara hiç çekinmeden sunuverir. Hiç bitmesini istemezsiniz. Hep böyle olsun istersiniz. Bahar aylarındaki hâkim yeşil rengin arasında; kırmızı desen mi istersiniz? Mor desen mi istersiniz? Sarı mı istersiniz? Hangisini isterseniz isteyin, yeter ki siz doğaya bakmasını bilin; bütün renkleri gayet kolayca bulabilirsiniz.
Ben bu yazıyı yazarken haziran ayanın ilk haftasıydı. En kara renkli, en sarı renkli, en kahve renkli olan, hiç ağaç dikilmemiş dağlara baktım. Onlar bile yemyeşildi. İnsana Cennetin güzelliğini hatırlatıyordu.
Hazan ayındaki karamsar renkli olan dağların güzellikleri; Nisan, Mayısta bir başkaydı. Haziranla beraber güzelim yeşillik biraz sarıya doğru dönmüş gibiydi. İçerim cız etti. Acaba yeşillik önce sararacak, sonra kahverengi olacak ve daha sonra kap kara mı olacaktı yine?
Ama anlattığım kaçınılmaz sondu. Sadece bahara has olan bu güzelliğin de bir sonu olacaktı. Çünkü bizim beldede gündönümünde yeşil renk; çok büyük bir darbe alır. Hâkimiyetini; sarı, koyu sarı, kahverengi gibi koyu renklere kaptırır. Baharın sonudur. Renklerin her türlüsünün yok oluşunun başlangıcıdır. Kurudur, ayazdır, çölü hatırlatır.
Ben diyorum ki; biraz ağaç sevgisiyle yeşilin hâkimiyetini yine kurarız. Yeterki isteyelim.
Herkese mutlu gelecekler.

0 yorum:
Yorum Gönder