Eğer söz konusu Türkiye ise, eğer söz konusu Türk çiftçisi ise herşey olabilir. İnternetten birkaç senenin hayvancılık haberlerine baktığımızda ne denmiş ne yapılmış çok güzel anlıyoruz.
2008 yılında süt fiyatları uzun süre 50 kuruşlarda kalınca hayvancılık iflas etti. 2009 yılında damızlık sıkıntısı baş gösterdi. Süt ve et üretimi azaldı.
Hükümet 2009 yılının sonuna doğru çözüm olarak süt tozu ithalatını yasakladı. Süt tozunun yurt içinde üretimi için büyük başlara teşvik verildi. Süt tozu buzağı maması vs. olarak girmeye devam etti.
2009 yılı sonunda azalan üretim ve yükselen talep ile süt fiyatları ilk defa olması gereken seviyeye yani 85 kuruşlara geldi. Ancak 85 kuruş süt fiyatı daha 2010 yılının ocak ayı bitmemişken düşürülmeye başlandı. Hesapta süt ihaleleri 3 aylık yapılır ve fiyatlar 3 ay geçerliydi. 85 kuruş olan süt fiyatı şubat ayından itibaren tek taraflı olarak düşürüldü. 72 kuruşta sabitlenen süt fiyatı ile 2011 yılına kadar gelindi. 4 defa ihale yapıldı fiyat değişmedi.
Bu sırada yem fiyatları, mazot fiyatları, gıda, ilaç, su; üreticinin girdisi olan ne varsa aldı başını gitti. Ama süt fiyatı 72 kuruşta kaldı. O da örgütlü bölgelerde. Azalan üretim ile yükselen et fiyatları hükümeti harekete geçirdi ve ithalatın önü sonuna kadar açıldı. Ziraat bankası ile 7 yıl vadeli sıfır faizli krediler verildi. Her ne kadar üreticiler bu kredileri alamasalar da krediyi alıp yatırım yapanlar 7 bin tl den inek, 1500 tl den buzağı aldılar.
İthalatın etkisi ve yeni yatırımların üretime başlamasıyla et fiyatları düşürüldü. Sıra süt fiyatlarına gelmişti. Ocak ayı başında yapılan son süt ihalesinde seçimin etkisiyle fiyatlar indirilmedi. Ancak daha ihale yapılalı 1 ay olmadı ki ege den trakya dan ve iç anadolu dan fiyatlar düşürülmeye başlandı. Şimdi ise sıra en örgütlü bölge olan balıkesir ve çanakkale ye geldi. Bu gölgelerde süt fiyatlarından henüz bir değişiklik yok ancak sanayicilerden baskı olduğu haberleri geliyor. Ayrıca bugün süt tozu ile ilgili tesadüfen bir sohbet oldu. süttozu satışı yapan bir firma ile görüşmemiz oldu. Konu aslında başka ürünlerle ilgiliydi ancak süttozu satışınıda yaptıklarını anlatınca sohbeti oraya çektik. Aldığımız bilgiler şunlar;
-Piyasada yoğun süttozu hareketi olduğundan,
-Büyük bir süt markasının Bernetto markasıyla başka bir firmaya fason süttozu ürettiğini,
-Yurtdışından amerikan süttozunun çok yüksek miktarlarla ithal edildiğini,
-İthal edilen süttozunun 1 kg fiyatının 5.5 tl civarında olduğunu ve ihraç amaçlı değil, direk yurtiçinde ki süt ürünü imalatçılarına pazarlandığını,
-Yurtiçinde üretilen süttozunun kdv dahil 6 tl fiyatlara satıldığını
-Yutiçinde üretilen yada ithal edilen süttozunun ihraç amaçlı satılmadığını, yurtiçinde yoğun bir talep ile tüketildiğini,
-Tarım bakanlığının ihraç amaçlı süttozu takibini kesinlikle yapamadığını ve yapamayacağını bizzat bu süttozu satıcılarından duyduk.
Bu şartlarda her zaman ki gerçek önümüzdedir. Türkiye'de süt üreticisi kendi tesislerini kurmadığı sürece sorunlar çözülmeyecektir. Köy-koop ve Süt üreticileri birliği kendi süt ürünü tesislerini kurmalı ve üreticinin sütü işlenmelidir.
Bağımsız Süt Platformu
www.sutplatformu.com

0 yorum:
Yorum Gönder